Avrupa Parlamentosu üyesi ve eski Floransa Belediye Başkanı Nardella, Türkiye’deki demokrasi ve ifade özgürlüğü durumunu değerlendirdi. Tutuklamaların demokrasiye zarar verdiğini belirtti ve uluslararası endişeleri dile getirdi.
Avrupa Parlamentosu üyesi ve eski Floransa Belediye Başkanı Dario Nardella, Türkiye’deki demokrasi ve ifade özgürlüğü uygulamalarına ilişkin görüşlerini paylaştı. Nardella, Avrupa’da CHP üyelerine ve özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en büyük rakibi olan Ekrem İmamoğlu’na yönelik saldırıların, ulusal hükümetlerin seçimlere müdahale amacıyla geliştirdiği olumsuz stratejiler olduğunu söyledi. Sıradan vatandaşların, gazetecilerin, avukatların ve sanatçıların tutuklanmasına karşı durmanın, gerçek bir demokrasi göstergesi olmadığına vurgu yaptı.
Nardella, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu ve diğer belediye başkanlarının tutuklanmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 19 Mart öncesi ve sonrası gelişmeleri takip ettiğini belirten Nardella, İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla ilgili şunları söyledi: "İmamoğlu’nun tutuklanmasından derin bir üzüntü ve şok yaşadık. Kendisi yaklaşık altı aydır Silivri’de tutuklu bulunuyor."
Nardella, Avrupa’da ve özellikle İmamoğlu’na yöneltilen suçlamaları anlamakta zorlandıklarını dile getirdi. CHP’li belediye başkanlarının tutuklanmasını demokrasiye ve sivil haklara karşı atılmış bir adım olarak gördüğünü belirtti. Bu tutuklamaların tesadüf olmadığını, Erdoğan ve hükümetin seçimler üzerindeki etkisini koruma amacı taşıdığını savundu.
Nardella, Türk hükümetinin uyguladığı politikanın kabul edilemez olduğunu vurguladı. Türkiye’nin Avrupa, İtalya ve başka ülkelerde bu baskıları ve tutuklamaları anlayışla karşılayanların bulunduğunu ifade etti. Türkiye’nin demokratik değerleri saldırıya uğrarken, büyük tepkilerin ve protestoların sürdüğünü belirtti.
Nardella, Atatürk ve onun ilkeleri tarafından kurulan ülkenin şu anda tehdit altında olduğunu söyledi. Avrupa ve dünya genelinde, bu durumu dikkatle izlediklerini belirtti. Türkiye’nin tarihsel değerleri ve modern demokratik yaklaşımlar arasındaki kopukluğun endişe yaratıcı olduğunu vurguladı.
Avrupa Parlamentosu’nda Türkiye ile ilgili yapılan genel kurullarda, tutuklamalar ve yargı süreçlerindeki endişelerin dile getirildiğini aktaran Nardella, Avrupa’nın stratejik ortaklığı nedeniyle bu ilişkilerin sürdüğünü, ancak hukukun üstünlüğüne saygı göstermeyen uygulamaların ciddi sorunlar teşkil ettiğine dikkat çekti. Avrupalı yetkililerin, Türkiye’deki demokrasi ihlallerine karşı önlemler alması gerektiğini belirtti.
Türkiye’nin AB’ye adaylık sürecinde, hukukun üstünlüğü ve özgürlüklerin temel unsurlar olduğunu hatırlattı. AB’deki kararların, Türkiye’deki demokratik gelişmeler ve ekonomik ilişkiler açısından önem taşıdığını kaydetti. Türk hükumetinin tutarlılığı ve demokrasiye uyumu konusunda ciddi tartışmalar devam ediyor.
Nardella, Avrupa Parlamentosu’nun, Türk hükümetinin tutuklama politikalarına karşı tavrını sürdüreceğini belirtti. Aralık ayı başında tekrar İstanbul’a gitmeyi planladıklarını ve bu ziyarette İmamoğlu ve muhalefeti desteklemeye devam edeceklerini ifade etti. Ayrıca, Türkiye’deki sanatçı ve entelektüellerin hukuki ve özgürlük alanlarında karşılaştıkları tehditlere dikkat çekti.
Nardella, Türkiye’de sanatçılar ve entelektüeller üzerinde yaşanan baskıları örnek gösterdi. Birçok sanatçının tehdit edilerek ülkeyi terk etmek istediğini, gençlerin ve öğrencilerin ise özgürlüklerinden mahrum kalmak korkusuyla ülkeyi terk etmeyi düşündüklerini söyledi. Tüm bu gelişmelerin, Avrupa ülkeleri ve Akdeniz bölgesi için kötü sinyaller olduğunu belirtti.
Nardella, Türkiye’yi Asya ile Avrupa arasında köprü konumunda ve bölgenin geleceği açısından stratejik önemde gördüğünü söyledi. Türkiye’de yaşanan hak ihlallerinin ve tutuklamaların, bu stratejik konumu gölgelediğini ve gerçek bir demokrasinin olmadığı görüşünü tekrar dile getirdi.
