Bağımsız Türkiye Partisi Sözcüsü Önder, dünya itibarı yüksekken KKTC'nin tanıtımına neden yeterince çaba gösterilmediğini sorguladı. Bölgedeki gelişmeler ve kaynaklar hakkında açıklamalarda bulundu.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Sözcüsü Lütfullah Önder, “Bizlere, 'Dünyada itibarımız çok, İslam ülkeleri bizim ağzımıza bakıyor, Türk devletleri elimizi kaldırsak koşmaya hazırlar, Trump bile bize hayran' deniyor. Peki dünyada böylesine itibarımızın yüksek olduğu bir dönemde biz KKTC'yi tanıtmak için uğraşmıyor muyuz? Uğraşmıyorsak o zaman demek ki Rumlarla birleşmek isteyenlerin fikirlerini yanlış bulmuyoruz demektir. Eğer uğraşıyoruz ama kimse bizim sözümüzü dinlemiyorsa o zaman da kendimizde gördüğümüz itibarda bir sorun var” diye konuştu.
BTP Sözcüsü Önder, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündemle ilgili açıklamalarda bulundu. KKTC’deki Cumhurbaşkanlığı seçimi ve Eskişehir Beylikova'daki nadir toprak elementlerinin ABD’ye verilmesi iddiasına değinen Önder, şu görüşleri paylaştı:
“Annan Planı Rum tarafınca reddedilmeseydi şu an zaten uygulamaya çoktan konmuştu.”
“Bu hafta sonu Kıbrıs’ta seçimler yapıldı. CTP seçimleri kazandı. Bu nedenle Türkiye’de çeşitli tartışmalar başladı. Bu bağlamda ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Kıbrıs politikası nedir?’ diye sormak istiyoruz. Son 15-20 yılda birbiriyle çelişen birçok adım atıldığını görüyoruz. KKTC’de CTP ilk kez seçim kazanmadı. 2005 yılında da Mehmet Ali Talat’la birlikte seçimleri kazanmıştı. O dönemde Kıbrıs davasının sembolü olan Rauf Denktaş, Türkiye’de yetkililere anlatmak istediğinde dışlanmıştı, kovulmuştu ve üzüntü yaşamıştı. Türkiye o dönem Annan Planı’na destek veriyordu. Rumlar Annan Planı’nı reddetmeseydi, şu an plan hayata geçmiş olabilirdi.”
“Dünyada böylesine yüksek bir itibar varken KKTC’yi tanıtmak amacıyla girişimde bulunulmalı mı?” diye soran Önder, “Eğer uğraşıyoruz ama kimse sözümüzü dinlemiyorsa, bu durumda kendi itibarda sorun olabiliriz. Türkiye, Kıbrıs politikasını net belirlemelidir” dedi.
Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’deki durumu değerlendiren Önder, “Kıbrıs’ta ve Doğu Akdeniz’de her geçen gün kayıplar yaşıyoruz. İsrail, Rum kesimiyle ortaklık yapıp doğal gaz araması ve münhasır ekonomik bölge oluşturuyor. Rusya ve ABD de bölgedeki hak iddialarını sürdürüyor. Kıbrıs sadece Doğu Akdeniz’de değil, güvenlik açısından da önemli. Şehitler vererek kazanımlar elde ettik ama net bir politika ve duruş sergilenmediği için alan kaybı yaşanıyor” şeklinde konuştu.
“İktidar yalan söylüyorsa, ileride doğruluğunu göreceğiz” diyen Önder, Eskişehir’de nadir toprak elementlerinin zenginliğinden bahsetti. Cumhurbaşkanımızın, ABD ile anlaşma yapıldığı iddiasını yanıtlayan Önder, “İktidar bunu yalanlıyorsa, ileride bunu göreceğiz çünkü çoğu zaman yalanlar doğru çıkıyor.”
“Türkiye, madenler konusunda ‘hazinenin üstünde dilenci’ konumunda” diyen Önder, kurucu liderimiz Prof. Dr. Haydar Baş’ın Türkiye'nin 3 katrilyon dolar değerinde maden rezervi olduğunu söylediğini aktardı. “Madenler millet yararına kullanılmalı, devlet ve millet ortaklığıyla işletilmeli. Eğer madenler devletle millet ortaklığında işletilirse, devletten büyük gelirler elde edilebilir” dedi. “Türkiye’deki zenginlikler vergiler ve diğer gelirlerle düşük seviyede tutuluyor. Madenlerin yabancılara peşkeş çekilmesine karşıyız” ifadelerini kullandı.
Önder, madenlerin millet ve devlet ortaklığıyla kullanılmasını savundu ve “Madenler milletin malıdır, yabancı firmalara verilemez. Devlet ve millet ortaklığıyla milli menfaatler korunmalıdır” dedi.
