SON DAKİKA
Reklam yükleniyor...
Ana Sayfa/Türkiye/Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye Yüzyılı'nın kilometre taşlarını döşemeye devam ediyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye Yüzyılı'nın kilometre taşlarını döşemeye devam ediyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin büyük bir kalkınma seferberliği içinde olduğunu ve Türkiye Yüzyılı’nın ilerleyen adımlarını vurguladı. Cumhuriyet’in kazanımlarına dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye Yüzyılı'nın kilometre taşlarını döşemeye devam ediyoruz
Reklam yükleniyor...

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Medeniyet coğrafyamızın tamamına huzur ve istikrar getirecek Türkiye Yüzyılı’nın kilometre taşlarını döşemeye devam ediyoruz

(ANKARA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Devletimizi ilelebet payidar kılmak için yoğun bir mücadele yürütüyoruz. Allah’a şükür, bugün 102 yıl öncesine göre çok farklı bir noktadayız. Savunma sanayinden ekonomiye, ulaştırmadan eğitime; ticaretten sağlığa, dış politikadan teknolojiye kadar her alanda geçmişle kıyas kabul etmeyecek ölçüde büyük bir kalkınma seferberliği içindeyiz. Cumhuriyeti salonlara ve gardıroplara indirgemeye çalışan slogan cumhuriyetçilerine aldırmadan; Cumhuriyet’e asıl hizmetin eser ve hizmetle olacağını 81 ilimize kazandırdığımız yatırımlarla ortaya koyuyoruz. Medeniyet coğrafyamızın tamamına huzur ve istikrar getirecek Türkiye Yüzyılı’nın kilometre taşlarını döşemeye devam ediyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 29 Ekim özel programında konuştu. Erdoğan, konuşmasında şunları söyledi:

"Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne, milletin evine, bu gazi mekana hepiniz hoş geldiniz, şeref verdiniz. Sizlerin şahsında 86 milyon vatandaşımıza, Kıbrıs Türk halkına, dünyanın dört bir yanındaki Türk diasporası mensuplarına ve gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimize selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Buradaki misafirlerimizle birlikte tüm vatandaşlarımızın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı tebrik ediyorum. Cumhuriyetimizin 102’nci yıl dönümü kutlu olsun. Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Milli Mücadele’yi yöneterek Kuva-yi Milliye ruhunu Cumhuriyet’le taçlandıran Büyük Millet Meclisi’nin tüm mensuplarını şükranla anıyorum. Onca yokluk içinde cepheden cepheye koşan İstiklal Harbi’mizin tüm şehit ve gazilerini kemal-i edeple anıyorum. Anadolu’daki ilk akınlarımızdan İstanbul’un fethine, Kıbrıs Barış Harekatı’ndan 15 Temmuz destanına kadar vatan uğruna can veren tüm şehit ve gazilerimize de Allah’tan rahmet niyaz ediyorum.

"Milli Mücadele, muazzez ve muazzam bir direnişin nişanesidir"

Şu hakikati bugün bir kez daha ifade etmek isterim: Biz, binlerce yıllık tarihimizin hiçbir döneminde esarete boyun eğmemiş, zulme rıza göstermemiş, istiklaline aşık bir milletin mensuplarız. Milletimizin hürriyetine olan tutkusunu en son Milli Mücadele’de gördük. 'Maraş bize mezar olmadan düşmana gülizar olmaz' diyen Sütçü İmam’ın; 'Türk bu topraklarda Türk kalacaktır. Sadece siz değil, bütün dünya bir araya gelse bizi bu topraklardan ayıramaz' diyen Antepli Şahin Bey’in; işgalcilerin İzmir’e çıktığı gün Denizli Ulu Camii önünde halka hitap ederek 'İstiklal aşkı, vatan sevgisi ve kalbimizdeki imanla mücadelemizin sonunda zaferi kazanacağız' diyen Müftü Ahmet Hulusi Efendi’nin ve daha nice kahramanın omuzlarında yükselen Milli Mücadele, muazzez ve muazzam bir direnişin nişanesidir.

Değerli misafirler, İstiklal Marşı şairimiz merhum Mehmet Akif Ersoy, Kastamonu’da verdiği hutbede milli şuuru bakınız hangi sözlerle uyandırmıştır: 'Boynunu uzat kafanı devir diyorlar! Madem ki teklif bu kadar ağırdır, artık bunu hiç kimse kabul edemez! İster istemez dişiyle tırnağıyla uğraşır, çabalar; nefsini imkanın son derecesine kadar müdafaaya bakar. Ey cemaat-i müslimin! İşte bugün bizden istedikleri ne falan vilayet ne falan sancaktır. Doğrudan doğruya başımızdır, boynumuzdur, hayatımızdır, varlığımızdır, devletimizdir, dinimizdir, imanımızdır. İhtiras ve tefrikayı büsbütün atalım; azme ve vahdete sarılalım. Cenab-ı Kibriya, hak yolunda meydana atılan azim ve iman sahipleriyle beraberdir. Ya İlahi! Bize tevfikini gönder, doğru yol hangisidir millete göster.' İşte bu dirayetle, bu azim ve cesaretle cephede yiğit askerlerimiz, cephe gerisinde fedakar analarımız, Hilal-i Ahmer’imiz, gencinden yaşlısına aziz milletimizin her bir ferdi istiklal sancağını gururla taşımıştır. Vatanın namusunu korumak, yurdun harem-i ismetine zillet çizmelerini bastırmamak için tek vücut olmuş; hep birlikte zafere yürümüşlerdir.

"Cumhuriyet’in mütemmim cüzü demokrasidir"

İstiklal ve istikbal uğrunda ödenen bedeller, tarihimizin yeni bir sayfası olan Türkiye Cumhuriyeti’nin doğumunu müjdelemiştir. Şu noktayı da her zaman hatırda tutmamız gerekir: Türkiye Cumhuriyeti, devamlılık ilkesine dayalı kadim devlet geleneğimizin en son halkasıdır. Bundan 102 sene evvel ilan edilen Cumhuriyet’imiz, 'Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir' ilkesiyle milli iradenin şahlanışıdır. Unutmayalım, Cumhuriyet’in mütemmim cüzü demokrasidir. Cumhuriyet’i cumhurla ve demokrasiyle taçlandırma yolculuğu, tek parti yıllarında ve darbe dönemlerinde kesintiye uğramış olsa da milletimiz engelleri aşarak bugünlere gelmeyi başarmıştır. Türkiye’yi ve Türk demokrasisini güçlendirme davamızda son 23 yıldır en önemli dayanağımız milletimizin sarsılmaz iradesidir. İnşallah bu irade sapasağlam ayakta olduğu sürece, Türkiye’nin kutlu yolculuğunun önünü kesebilecek hiçbir dahili ve harici odak yoktur.

"Geçmişle kıyas kabul etmeyecek ölçüde büyük bir kalkınma seferberliği içindeyiz"

Kıymetli dostlarım, biz geçmişiyle yaşayan; maziden aldığı mirası daha da zenginleştirip atiye taşıyan, ecdadın emanetine gözü gibi bakan vefakar bir milletiz. Vatanımızı yalnızca aziz şehit ve gazilerimizin değil, aynı zamanda Rabbimizin emaneti olarak görüyoruz. İşte tam da bu yüzden devletimizi ilelebet payidar kılmak için yoğun bir mücadele yürütüyoruz. Allah’a şükür, bugün 102 yıl öncesine göre çok farklı bir noktadayız. Savunma sanayinden ekonomiye, ulaştırmadan eğitime; ticaretten sağlığa, dış politikadan teknolojiye kadar her alanda geçmişle kıyas kabul etmeyecek ölçüde büyük bir kalkınma seferberliği içindeyiz. Cumhuriyeti salonlara ve gardıroplara indirgemeye çalışan slogan cumhuriyetçilerine aldırmadan; Cumhuriyet’e asıl hizmetin eser ve hizmetle olacağını 81 ilimize kazandırdığımız yatırımlarla ortaya koyuyoruz. Medeniyet coğrafyamızın tamamına huzur ve istikrar getirecek Türkiye Yüzyılı’nın kilometre taşlarını döşemeye devam ediyoruz.

Dün Kahramankazan’da Türk savunma sanayii adına gurur verici modern bir tesisin açılışını yaptık. Ana muharebe tankımız Altay’ın Silahlı Kuvvetlerimize teslimini gerçekleştirdik. İnşallah gelecek 6 yıl içerisinde toplam 250 adet Altay tankını ordumuzun emrine vermeyi hedefliyoruz. Kurtuluş Savaşı’ndan bu yana güçlenerek gelen Türkiye, artık kendi tankını, savaş gemilerini, insansız hava araçlarını, helikopterlerini ve savaş uçaklarını üretiyor. 20 yıl öncesine göre savunma sanayii yüzde 80 dışa bağımlı olan Türkiye, bugün dünya ile rekabet edebilir seviyededir. Siyasi istikrar ve güven ortamı sayesinde Türkiye’nin seviyesine ulaşmak mümkündür. Bu durumda, Cumhuriyet’i kuranların hayal ettiği seviyeye gelmiştir.

"Bu hassas süreci suhuletle yöneteceğiz"

Çok değerli misafirlerimiz; biz barış ve adaletin hamiliğini yapmış, ilay-ı kelimetullah davasını sürdüren bir milletiz. Dostlarımızı en zor zamanlarda yalnız bırakmıyor; dünya genelinde mazlumların yardımına koşuyoruz. 102 yıllık Cumhuriyet tecrübemizreyle bu seviyelere ulaşmayı sürdüreceğiz. Şehit ve gazilerimizin emanetini muhafaza etmek ve daha yüksek seviyeye taşımak önceliğimizdir. Güvenlik ve huzurun en üst seviyede olduğu bir Türkiye’yi inşa etmeye kararlıyız. Bu süreci sedat ve sağduyulu şekilde yönetecek, kardeşliğimizi güçlendirecek ve farklılıklar yerine ortak noktalara odaklanacağız. Türkiye’yi 86 milyon el ele, gönül gönüle, daha da yücelteceğiz. Yar ve yardımcımız olsun.

"Atatürk Uluslararası Barış Ödülü’ne BM Genel Sekreteri Guterres layık görülecek"

Bu düşüncelerle Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve İstiklal Mücadelemizin kahramanlarını saygıyla anıyorum. Şehit ve gazilerimize rahmet diliyorum. Programımıza katılan misafirlerimize teşekkür ediyorum. Son olarak, 2025 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü kazanan sanatçılarımızı paylaşıyorum: Bilim ve kültür alanında Süleyman Seyfi Öğün, Resim alanında Yalçın Gökçebağ, Müzik alanında Yalçın Tura, Arkeoloji alanında Fahri Işık, Fotoğraf alanında Ali Jadallah. Bu ödülleri tebrik ediyorum. Atatürk Uluslararası Barış Ödülü’nü BM Genel Sekreteri Guterres’e takdim edeceğiz."

Etiketler:

turkiyeguncelkalkinmacumhuriyetsavunma-sanayimilletdestek
Reklam yükleniyor...