DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan, 22 Ekim’de başlayan sürecin kaçırılmaması gerektiğini belirterek, aksine hareket edilmezse ciddi krizlerin yaşanabileceğini söyledi. Toplantı sonrası basına kapandı.

Haber: Ahmet ÜN – Kamera: İsmet MİKAİLOĞULLARI
(DİYARBAKIR) - DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “22 Ekim’de aslında bir trenin sireni çaldı. 27 Şubat'ta tren hareket etmeye başladı. Bu tren duraklamadan, herhangi bir farklılık veya rengi atlamadan tamamını kapsamalı. Bu şekilde ilerleyen tren, 86 milyon vatandaşın demokratik ve eşit bir yaşam sürdürebildiği demokratik bir cumhuriyeti inşa edebilir. Aksi takdirde bu fırsat kaçarsa, 100 yıl öncesine ait kaos ve krizler yeniden gündeme gelebilir. Bu trenin bu sefer kaçırılmaması gerekiyor” dedi.
Diyarbakır Barosu ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının düzenlediği "Barışın inşası için yeni başlangıç" toplantısı, 'yeni çözüm sürecini' değerlendirmek amacıyla gerçekleştirildi.
Bir otelde yapılan toplantıya DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Diyarbakır Barosu Başkanı Abdulkadir Güleç ve bölge baro başkanlarının yanı sıra DEM milletvekilleri ve sivil toplum temsilcileri katıldı.
Bakırhan, burada yaptığı konuşmada, süreci birlikte inşa etmenin önemine vurgu yaptı. Toplumun tamamını ilgilendiren bu süreçte, engelleri kaldırmak ve ortak hareket etmek gerektiğine işaret etti. Kendilerinin umutlu olduğunu ve birlikte yürüteceklerini belirtti. Ayrıca, bu sürecin yaklaşık bir yıldır devam ettiğine ve önemine değindi.
Bakırhan, TBMM’de Kürt meselesinin tartışıldığı komisyonun kurulmasını olumlu bulduğunu ancak uzun vadede daha ileri adımlar atılabileceğine işaret etti. Sürecin devam etmesine rağmen, bazı güçlerin provokasyonlar ve engellemelerle süreci bozmak istediğine dikkat çekti. Bu duruma rağmen, sürecin devam ettiğini ve Diyarbakır halkı ile Öcalan ve partilerinin sürecin devamında kararlı olduklarını vurguladı.
Meclis’te barış yasalarının çıkması ve güvenlik odaklı uygulamaların sona erdirilmesi gerektiğini dile getiren Bakırhan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ekim ayında Meclis’te barış ve geçiş yasaları, terörle mücadele ve ceza hukuku gibi temel yasalar gündeme alınmalı. Demokratik entegrasyonu sağlayacak düzenlemeler yapılmalı. Demokratik entegrasyon, herkesin hukuki eşitliğini ve ortak yaşamı esas alan bir süreçtir. Bu, asimilasyon veya teslimiyet anlamına gelmez ve bu şekildedir.”
Suriye’deki gelişmelerin, Türkiye’de yürütülen süreç önünde engel teşkil etmemesi gerektiğini belirtti. Suriye’deki meseleler, bölgedeki yapılanmalarla bağlantılı olup, sürecin başarıyla ilerlemesi halinde, Türkiye’deki çözüm sürecinin bölgeyi de rahatlatabileceğine değindi. "Suriye’deki mesele, Türkiye’nin çözüm sürecini engellemek yerine, ona katkı sağlayabilir" diye ekledi.
Bakırhan, Öcalan’ın umut hakkı konusuna da değinerek, "Sayın Bahçeli’nin de ekimde yaptığı çağrıyı dikkate almamız gerekir. Bu süreç iki temel üzerine kurulu; demokrasi ve barış. Bunlar birbirinden ayrı düşünülemez ve birinden taviz verilirse, diğerinin de sağlanması zor olur" ifadelerini kullandı.
Toplumda gerilimi azaltmak ve olumlu adımlar atmak adına, belediye başkanlarının tutukluluklarının kaldırılması ve siyasetçilerin serbest bırakılması gerektiğini vurguladı. “Sayın İmamoğlu tutuksuz yargılanmalı. Demirtaş ve Yüksekdağ serbest kalmalı. Hukuk tanınmalı ve Kürt’ün hakları kabul edilmelidir” dedi.
Bakırhan, tren benzetmesiyle süreci şu şekilde anlattı: “22 Ekim’de bir trenin sireni sağlandı, 27 Şubat’ta hareket başladı. Bu tren, hiçbir farklılık veya renk dışarda bırakmadan her kesimi kapsamalı ve ileri gitmeli. Bu şekilde ilerleyen tren, demokratik, eşit ve özgür bir toplumun oluşumunu sağlayabilir. Aksi takdirde, bu fırsat kaçarsa, 100 yıl boyunca yaşanan kaos ve krizler tekrar yaşanabilir. Bu sefer tren kaçırılmayacak” dedi.
Bakırhan’ın konuşması sonrası toplantı basına kapalı devam etti.