Gazze’de imzalanan ateşkes anlaşması ve uygulanabilirliği üzerinde durulurken, bölgesel ve uluslararası gelişmeler, tarafların durumu ve olası sonuçlar ele alınıyor.

Akademisyen Dr. Abdullah Erboğa, İsrail ve Hamas arasında imzalanan ateşkes anlaşmasını ve uygulanabilirliğini AA Analiz için kaleme aldı.
ABD Başkanı Donald Trump 29 Eylül 2025’te Gazze için 20 maddelik ateşkes planı açıkladı ve ardından İsrail ile Hamas heyetleri Mısır’ın Şarm el-Şeyh kentinde bir araya geldi. Müzakereler gece saatlerinde gerçekleştirildi ve planın ilk aşaması tarafların onayıyla sonuçlandı. Arabulucu ülkeler Türkiye, Katar ve Mısır müzakerelerde yer aldı ve katkı sağladı.
Gazze’de sağlanan ve yürürlüğe girmesi beklenen ateşkes anlaşmasının kapsamında İsrail’in belirlenmiş hatta çekilerek Gazze’yi ilhak ve işgal etmeyeceği, İsrail’in 20’si canlı toplam 48 tutsağını ve 2 bin Filistinliyi serbest bırakacağı, uluslararası istikrar gücünün Gazze’ye konuşlandırılacağı ve insani yardımların hemen başlaması maddeleri yer aldı.
Gazze’de yaklaşık 67 bin insan hayatını kaybetti; bunların büyük çoğunluğu kadın ve çocuklardı. Bölgedeki ağır bombardıman ve İsrail’in uyguladığı abluka nedeniyle kıtlık ve açlık baş gösterdi. Uluslararası sivil çabalar ise İsrail’in saldırganlığı sonucu engellendi.
İsrail’in anlaşmaya sadık kalıp kalmayacağı en büyük belirsizliktir. Geçmişteki uygulamaları ve Ocak 2025’teki anlaşmanın bozulması ihtimali göz önüne alındığında, aynı sorunların yaşanabileceği endişesi doğmaktadır. İsrail’in anlaşmayı ihlal edebileceği ve ateşkes sürecini sabote edebileceği öngörülmektedir.
Gazze’de önceki uzlaşıların başarısızlıkla sonuçlandığı, özellikle İsrail’in saldırganlık eğilimlerinin sürdüğü görülmektedir. Trump’ın Gazze ateşkesini Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterme çabası ve İsrail’e yönelik baskılar, Orta Doğu’daki istikrarsızlığa çözüm sağlama yönündeki yaklaşımların zorluklarını göstermektedir.
Ateşkesin kalıcı olabilmesi için bölgesel güç dengesinin İsrail aleyhine değişmesi veya ABD’de yoğun baskı kurulması gerekmektedir. Ancak, bu durum İsrail’in politikaları ve uluslararası desteklerine bağlıdır. Ayrıca, İsrail’in kuruluşundan bu yana tüm uzlaşı ve anlaşmalara ihlal ettiği bilinen bir gerçektir. Gazze’deki siyasi hedeflerine ulaşamayan İsrail’in, anlaşmalara uymayacağı olasılığı yüksek görünmektedir.
Gazze’de yaşanan insani krizin sona ermesi, kanın durması ve İsrail’in Gazze sınırlarını terk etmesi açısından ateşkes önemli önem taşımaktadır. Hamas’ın diplomatik açıdan masadan kalkması dikkat çekicidir. Türkiye, Mısır ve Katar’ın garantör olması, ateşkesin sürdürülmesi ve kalıcılığı açısından yeni bir mekanizma olarak ön plana çıkmaktadır. Bu ülkeler, savaş ve insani krizinin sona erdirilmesi için büyük çaba sarf etmişlerdir.
Ancak, İsrail’in davranışlarını yakından takip etmek, riske atabilecek adımların engellenmesi ve gerilimin tırmanmasının önlenmesi önemlidir. Ateşkesin uygulanması ve kalıcı barışın tesis edilmesi güç görünmektedir. İsrail’in revizyonist politikalarını devam ettirmesi halinde, saldırganlıkların kısa vadede tekrar etme olasılığı yüksektir.
Dr. Abdullah Erboğa, akademisyen olup bu fikirler kendisine aittir ve Anadolu Ajansı’nın görüşlerini yansıtmayabilir.