İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu, Türk milliyetçilerinin gücüyle iktidarda bulunanların bir gün tepetakla gideceğini ve ezileceğini ifade etti. Kongre sırasında yaptığı açıklamalar dikkat çekti.
(ANKARA) - İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, “Bugün iş başında bulunanlar, Türk milliyetçilerinin haşmeti ve azameti altında gün gelecek tepetaklak gidecek ve ezilecekler” dedi.
Dervişoğlu, Milliyetçi Kongre Derneği'nin TBB Litai Konuk Evi'nde düzenlenen “Milliyetçi İktidar” temalı kongresinde, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Dervişoğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın “Devlet Bahçeli ile Abdullah Öcalan'ın kol kola olduğu bir ortamda, Mustafa Başkan’la kahve içeriz” sözlerine değinerek şunları kaydetti:
"Ümit Hoca, konuşmasını bitirirken yine yaptı. Biz zaten hiç ayrılmadık. Biriz, beraberiz. Araya görüş farklılıklarından kaynaklı problemler de yaşanmış olsa da bu durum tekrar bir araya gelmemize engel değildir. Çünkü bu, size haksızlık olur. Teşkilat hiyerarşisine dahil olduğum günden beri hep Türk milletinin birliğinin ve Türk milliyetçilerinin beraberliğinin altını çizdim. Yapay farklılıklar hiçbir zaman önemli olmadı. Dün hangi noktadaysam, bugün de aynı noktadayım. Türk milliyetçilerini kendi aralarında yarıştıramazlar. Türk milliyetçilerinin haşmeti ve azameti altında iktidarda olanlar, bir gün tepetakla gidecek ve ezilecekler."
Dervişoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Geçen kongremizde de yanınızdaydım. Türk milletinin varoluşunun teminatı olarak gördüğüm sizlere teşekkür ederim. Kendi kuşağım adına özür dilerim çünkü, bu dönemde yaşanan sorunlar sizin suçunuz değil. Ortaya çıkan sıkıntıları ortak mücadeleyle aşmamız gerekiyor. Burada bir araya gelişimiz; bir fikrin, idealin ve sorumluluğun ifadesidir. Sizler, Türk milletinin bugünü ve varoluşunun garantisisiniz."
"Gelin geleceği birlikte inşa edelim"
Farklılıklar üzerine konuşan Dervişoğlu, milliyetçiliğin ne olduğunu şu şekilde açıkladı:
"Bazıları milliyetçiliği manevi bir şuur, vatan, millet, bayrak sevgisi veya marş coşkusu olarak tanımlar. Ben ise daha farklı bir tanım yapıyorum: Milliyetçilik, milletinin yükünü omuzlamaktır. Başkalarının çözmesini beklemeksizin, ‘Ben bu ülkeye ne katabilirim’ sorusunu merkezine almak. Türk milliyetçiliği, öfkenin değil, inşanın hareketidir. Kin yerine adalet, nefret yerine sorumluluk önemlidir. Tarih kahramanlıklarını övmekle kalmaz, geleceği inşa etmek esas amaçtır. Gelin, beraber geleceği inşa edelim; sorumluluklarımızı, çabalarımızı, enerjimizi birleştirelim; daha güzel, güçlenmiş bir Türkiye'yi birlikte kuralım."
"En büyük yükümlülükleriniz sizlerin omuzlarındadır"
Bugün önemli bir yol ayrımında bulunuyoruz. Bir tarafta kimliğini yitirmiş, tüketim kültürüne esir olmuş gençlik; diğer tarafta ise kökleri tarihin derinliklerine uzanan gençlik var. Tercihimiz açıktır: Kökleriyle güçlü, ufku özgür gençlik. Türk milliyetçiliği; sadece hamasetle değil, çalışmak, okumak, üretmek ve sorgulamakla anlam kazanır. Gelecek, gençlerin aklında ve ahlakında saklıdır. Üniversiteden, fabrikadan ve siyasetten öncü olunursa, Türk milleti yeniden yükselişe geçer. Atatürk’ün “Bütün ümidim gençliktedir” sözü, sadece temenni değil, görevidir. Türkeş ise “Türk gençliği büyük davaların sahibidir” derken görev veriyor. Sizler, Türk milletinin en büyük yükümlülüğünün taşçılarısınız."
"Bu milletin hak ettiği aydınlık yarınlara ulaşacaksınız"
Güç, yalnızca öfke değil, bilgi olmak zorundadır. Geçmişin ihtişamı değil, geleceğin inşası önceliğimizdir. Yolumuz slogan değil, emek, ahlak ve adalettir. Bu inançla, sizlerin, bu milleti hak ettiği aşmış yarınlara taşıyacağınızı inanıyorum."
"Kıyamet gününe kadar sizin yanınızda olacağım"
Unutmayın, kaybedecek neslimiz yoktur. Macera peşinde koşmamız mümkün değil. Hedefimiz, başarmak ve sorumluluklarımızı yerine getirmektir. Kıyamet gününe kadar yanınızda olacağım; safınızda ve kazdığınız siperde. Bu motivasyon ve inançla hepinize sevgi ve saygılarımı iletiyor, kongrenizin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Ne mutlu Türk’üm diyene.”
