İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, suyun artık bir varlık değil, kaybolan sistemlerin içinde yeniden kazanılması gereken bir değer olduğunu belirtti. Kentlerde su krizlerine dikkat çekildi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği Başkanı Cemil Tugay, Su Yönetimi ve Kuraklıkla Mücadele Stratejileri Paneli’nin açılışında kentlerin su krizleri ve kuraklık tehdidiyle yüzleştiğine dikkat çekti. Tugay, suyun artık sonsuz bir kaynak gibi görülmediğini, kaybolan sistemler içinde yenilenmesi gereken bir değer olarak konuşulması gerektiğini ifade etti.
Kürtçe ve yerel yöneticiler ile akademisyenlerin katıldığı panelde, İzmir’de düzenlenen Su Yönetimi ve Kuraklıkla Mücadele Stratejileri Toplantısına ev sahipliği yapıldı. Panelin açılışını yapan Tugay, iklim krizi, artan su talebi ve altyapı sorunlarına dikkat çekti, kentlerin su politikalarında köklü dönüşümlere ihtiyaç duyulduğuna vurgu yaptı.
İzmir’de gerçekleştirilen panelde Tugay, iklim değişikliğinin etkileriyle su kaynaklarının giderek tehdit altında olduğuna değindi. Suyun varlık değil, kaybolan sistemlerin içinde yeniden kazanılması gereken bir değer olduğunu belirtti. Türkiye’nin pek çok havzasında suyun planlamalarından çıkıp, kaynakların sürdürülebilir kullanımı ve adil paylaşımında yeni yaklaşımlar geliştirilmesi gerektiğine işaret etti. Barajlar, yeraltı suları ve altyapı sorunlarının çözümü için yerel yönetimler ve su idarelerinin çalışmaları gerektiğini ifade etti.
Tugay, küresel ısınmanın 2050’ye kadar 35°C ve üzeri sıcaklıkların artışına neden olacağını ve yaklaşık 450 milyar m³ olan Türkiye’deki yıllık suyun yalnızca 112 milyar m³’ünün kullanılabilir kaldığını belirtti. Türkiye’de kişi başına düşen su miktarının 1.339 m³ ile su stresi yaşayan ülkeler arasında olduğunu vurguladı. Ayrıca, 2019 yılında Türkiye’nin “su stresi” altında olduğu, 2030’dan itibaren kişi başına kullanılabilir su miktarının 1.000 m³’e düşeceği öngörüldü.
Başkan Tugay, suyun doğru yönetimi için depolama ve tasarruf projelerinin yapılması gerektiğini, ulusal ve uluslararası projelerin yürütüldüğünü belirtti. Dünya Bankası’nın iklim etkileriyle mücadele için 600 milyon dolarlık desteği onayladığını ve Su Kanunu üzerinde çalışmalara başlanıldığını açıkladı. Hâlihazırda yeraltı ve yerüstü sularının korunmasının yeterli olmadığını ekledi.
Temiz ve güvenli suyun yaşamın temel unsuru olduğunu, sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle uyumlu olduğunu belirtti. Su kıtlığı ve kuraklığa karşı dayanıklı, kapsayıcı çözümler geliştirilmesinin önemli olduğunu vurguladı. Panelde, akademisyenler, yerel yöneticiler ve çevre uzmanları su yönetimi politikalarını, sürdürülebilir uygulamaları ve kuraklıkla mücadele adımlarını değerlendirdi. Panel moderatörü Doç. Dr. Semahat Özdemir olurken, panelistler Prof. Dr. Yusuf Kurucu, Prof. Dr. Alper Baba, Dr. Öğr. Üyesi Ufuk Özkan ve Nuri Göktepe oldu. Uzun vadeli su güvenliği stratejilerinin geliştirilmesi gerektiği kararlaştırıldı.
