SON DAKİKA
Reklam yükleniyor...
Ana Sayfa/Güncel/İzmir’de Kooperatif Yolsuzluğu Davasında Üçüncü Gün — Tunç Soyer Sorumluluğu Üstlendi

İzmir’de Kooperatif Yolsuzluğu Davasında Üçüncü Gün — Tunç Soyer Sorumluluğu Üstlendi

İzmir’deki kooperatif yolsuzluğu davasında üçüncü duruşma gerçekleştirildi. Eski belediye başkanı Tunç Soyer, suçlamaları reddederek sorumluluğu üstlendi ve mahkeme süreçleri devam ediyor.

İzmir’de Kooperatif Yolsuzluğu Davasında Üçüncü Gün — Tunç Soyer Sorumluluğu Üstlendi
Reklam yükleniyor...

İzmir’de Kooperatif Yolsuzluğu Davasının 3. Gününde Sıra Dışı İddialar ve Soyer’den Samimi Açıklamalar

Davanın Gelişimi ve Güncel Durumu

İzmir’de uzun zamandır kamuoyunun ilgisini çeken ve genellikle ‘kooperatif davası’ olarak adlandırılan hukuk davası, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin girişimiyle ortaya çıkan yolsuzluk iddialarını kapsamaktadır. Şirketlerin taşeron firmalar vasıtasıyla yasa dışı uygulamalara karıştığı öne sürüldükten sonra başlatılan adli süreç, şimdilerde üçüncü duruşma aşamasındadır. Söz konusu davada, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin eski başkanı Tunç Soyer ile birlikte toplam 65 sanık yargılanmaktadır. Bu kişiler arasında CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ve eski İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya gibi önemli isimler de bulunmaktadır. Ayrıca iddianamede, tutuklu 11 sanık ve diğer sanıklar olmak üzere çeşitli safhalarda adli süreç devam etmektedir.

Duruşma, Aliağa Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’nde gerçekleşmekte ve mahkeme heyetinin yanı sıra avukatların ifade ve savunmaları alınmaktadır. Bu süreçte, savcı mütalaasına karşı savunmasını sunan eski İZBETON Başkanı Tunç Soyer, iddialara yanıt verdi. Soyer, geriye dönük kararların imza sürecini ve sorumluluk paylaşımını anlattı.

Soyer’den Sorumluluk ve Suçlama Redi

Soyer, ilk savunmasında, büyükşehir belediyesine bağlı 13 şirketten bahsederek bu şirketlerin farklı ihtiyaçlar doğrultusunda hızlandırılmış hizmetler sağladığını belirtti. Özellikle İZBETON ve İZENERJİ şirketlerinin faaliyetlerini güçlü ve özerk yapılar üzerinden yürüttüğünü vurguladı. Buna göre, yönetim kurulları bürokratlar ve uzmanlardan oluşmakta olup, üyelerin seçimi de özenle yapılmaktadır. Ayrıca, Soyer, yönetim kurulu üyelerinin kendisine güvenerek 30 Mart tarihli karar çerçevesinde imzaları attığını ve tüm sorumluluğun kendisine ait olduğunu ifade etti. Bu noktada, suçlamaları kesin bir dille reddederek, herhangi bir yasa dışı hareket ve haksız kazanç bulunmadığını vurguladı.

Soyer, mahkemeye dile getirdiği sözlerinde, projelerin durması halinde inşaatların tamamlanmış olacağını ve sürecin aksanmaması adına kritik kararların alındığını belirtti. Ayrıca, kooperatif yöneticilerinin ve taşeronların mağduriyetlerini dile getirdiği ve suçlamaların asla doğru olmadığını dile getirdi. Bu noktada, inşaatların durmasının mağduriyetlere yol açtığı ve bu karardan dolayı da iktidar ve muhalefet temsilcilerinin dahi rahatsızlık duyduğunu söyledi.

Soru ve Yanıtlar ve Davanın Modern Yüzü

Davaya katılım sağlayan avukatlar, söz alarak kendi beyanlarını ortaya koydu. Soyer’in ise, avukat Nilgün Dağgeçen tarafından yöneltilen suçlamalara karşı kişisel savunmasını gerçekleştirdiği bildirildi. Soyer, bilgi ve tecrübesi ışığında, kendisinin ve ekibinin yalan ve yanlış ifadelerden uzak durduğunu belirtti. Ayrıca, kendisine yöneltilen yalan iddialarını kesin bir dille reddetti ve bu sözleri kendisine iade etti. Makul ve mantıklı adımların atıldığını vurgulayan Soyer, ayrıca inşaatlardaki mağduriyetlerin çözümünü hukukun ve mahkemelerin yetkileşimiyle yapmaya devam edeceklerini dile getirdi. Son olarak, mağduriyetlerin giderilmesinde hangi kararların alınması gerektiğine dair düşüncelerini paylaşarak, adalet ve hukukun üstünlüğü vurgusunu yaptı ve kamuoyunu kendisini ve süreci dikkatle takip etmeye davet etti.

Reklam yükleniyor...