SON DAKİKA
Reklam yükleniyor...
Ana Sayfa/Kültür Sanat/Kanal İstanbul güzergahı, en az 25 kültürel varlığı tehdit ediyor

Kanal İstanbul güzergahı, en az 25 kültürel varlığı tehdit ediyor

Kanal İstanbul projesinin güzergahındaki kültürel varlıklar, bilirkişi raporu ile ciddi risk altında olduğu ortaya kondu. En az 25 tarihsel alan ve varlık yok olma tehlikesinde.

Kanal İstanbul güzergahı, en az 25 kültürel varlığı tehdit ediyor
Reklam yükleniyor...

Kanal İstanbul güzergahı, en az 25 kültürel varlığı tehdit ediyor

Raporda kültürel mirasın yok olma riski vurgulandı

Kanal İstanbul projesine ilişkin Danıştay 4. Dairesi’ne devam eden davada sunulan bilirkişi raporunda, ÇED olumlu kararının arkeolojik alanlarla ilgili bölümlerinin “eksik ve güvensiz” olduğu ifade edildi. Raporda, en az 25 kültürel varlık arasında Yarımburgaz Mağarası, Roma su yapıları ve Osmanlı dönemi Terkos su yolu başta olmak üzere çeşitli tarihi alanların yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu belirtildi.

Proje güzergahındaki kültürel varlıklar ve riskler

Bilirkişi raporu, Kanal İstanbul’un güzergahındaki kültürel mirasların korunmasına yönelik alınan önlemlerin genellikle belirsiz olduğunu ortaya koydu. Yarımburgaz Mağarası, Osmanlı Terkos Suyolu ve Roma dönemine ait su yapılarından Osmanlı endüstriyel mirasına kadar, en az 25 tarihi varlığın korunmasıyla ilgili stratejilerin neredeyse hiç belirlenmediği vurgulandı.

ÇED kararına karşı açılan davada uzmanların değerlendirmeleri

400 sayfalık bilirkişi raporunda, 19 profesör ve 2 doçent olmak üzere toplam 21 uzman bilirkişiden oluşan heyet, ÇED kararının bilimsel ve teknik açıdan uygun olmadığını belirtti. Arkeoloji ve kültür varlıkları açısından yaptığı incelemede, proje alanının farklı arkeolojik ve tarihi varlıkları kapsadığı, bunların sit alanları ve tescilli yapılar hariç tutulduğu belirtildi.

Kültürel mirasın bütünsel değerlendirilmemesi sorunu

Rapor, ÇED kararının sadece tescilli ve sit kapsamındaki saha verileriyle sınırlı kaldığını ve geniş bir arkeolojik ve kültürel tarih yelpazesini yansıtmadığı yönünde eleştirilerde bulundu. Geniş zaman dilimine yayılan bu varlıkların, mağara, yerleşim alanı, yol, su hattı, köprüler ve endüstri alanlarını içerdiği ifade edildi.

Osmanlı ve diğer dönem mirasının ihmal edilmesi

Proje alanındaki Osmanlı dönemi endüstri mirası, tescil edilmiş olan Küçükçekmece Kibrit Fabrikası, Terkos Pompa İstasyonu ve göl içindeki kalıntılar raporda yer almadı. Ayrıca, projeyle ilgili olabilecek sualtı kültür mirası ve diğer arkeolojik alanların da değerlendirilmediği bildirildi. ÇED kararında, bu alanlarda oluşabilecek zararların nasıl önleneceğine dair detaylandırılmış koruma önerisi bulunmuyor ve koruma kurulu kararlarına uyulacağı taahhüt edilmekle yetinildi.

Eksik ve güvensiz tespit çalışmaları

Rapora göre, arkeolojik ve kültürel varlıkların durumu, etki değerlendirmesi ve korunma önerileri kapsamındaki çalışmaların güvenilirliği ve eksikliği nedeniyle bilimsel olarak kabul edilmesine olanak yoktur. İnşaat öncesi ve sırasında yapılması beklenen kazılarda çıkabilecek arkeolojik kalıntılara ilişkin herhangi bir açıklama ve korunma yöntemi de içeriğe yansımadı. Ayrıca, 25 kültürel varlığın yüzeydeki değişim seviyeleri yüz ölçümlerine göre belirlenmiş ve yapıların veya buluntuların yüzeysel değerlendirmeleriyle sınırlandırıldı.

Genel koruma ve önlemler

ÇED raporunun ekinde yer alan arkeolojik çalışmalar ve koruma kararları için herhangi bir detay yer almıyor. Koruma ve belgelenme çalışmalarında, Yenikapı metro kazılarında olduğu gibi, uzun süreli ve detaylı çalışmaların yapılması gibi önlemler de projede görünmüyor. Ayrıca, güzergah üzerinde 119 arkeolojik ve kültürel alanın bulunduğu belirtilmekle birlikte, bu alanların yerleri harita üzerinde net değil.

Projede eserlerin taşınması ihtimali

ÇED kararında, sahip oldukları doğrudan yok olma riski bulunan alan ve yapıların korunması için sadece gözlem yapılması önerildi. Ayrıca, “Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun kararına uygun olarak eserlerin taşınması için çalışmalar gerçekleştirilecektir” ifadesiyle, eserlerin gerektiğinde taşınabileceği anlaşılmaktadır. Ayrıca, kazı sırasında rastgele bulunan arkeolojik bulguların ne şekilde muhafaza edileceğine dair açık bir plan bulunmamaktadır. Çalışmalarda, kültürel varlıkların doğrudan korunmasına yönelik herhangi bir plan veya alternatif öneri de yer almıyor.

Etiketler:

kültür-sanatguncelturkiye
Reklam yükleniyor...