Muğla'daki mitingde çeşitli meslek odaları ve muhalefet temsilcileri doğa ve toprakların tehdit altında olduğunu vurguladı. Katılımcılar, madencilik ve enerji projelerine karşı çıktı.

Muğla'nın Menteşe ilçesinde, Toprağımızı Vermiyoruz Platformu tarafından organize edilen ve muhalefet partilerinin de destek verdiği "Haklarımızdan Vazgeçmiyoruz, Toprağımızı Vermiyoruz" mitingi gerçekleşti. Türkiye'nin 30 ilinden gelen köylüler, zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılmasını öngören yasayı protesto etti.
Mitingde söz alan temsilcilerden, TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Arif Balkanay iktidarın yalnızca karları gözettiğini ve toprakların madencilere peşkeş çekilmek istendiğini belirterek, “Memleketin sahipleri bizleriz” dedi.
KESK Eş Başkanı Ayfer Koçak ise doğa talanının emekçiler için daha kötü yaşam ve çalışma koşulları doğurduğunu vurgulayarak, doğaya saldırıldığında toplumun sağlık ve yaşam kalitesinin olumsuz etkilendiğini dile getirdi.
Prof Dr. Alpay Azap doğanın sağlığın temel kaynağı olduğunu ve kirli havanın milyonlarca insanın erken ölmesine neden olduğunu açıkladı.
Candan Polat Köksal, toprakların ve suyun rant uğruna talan edildiğine dikkat çekerek, bu düzenin kapitalizm olduğunu ve mücadele edilmesi gerektiğini ifade etti.
İlknur Başer, enerji anlaşmaları ve enerji politikaları üzerinden ülkenin emperyalistlerle nasıl satılmak istendiğine vurgu yaptı.
Naci Sönmez ise, iktidarın toplam 27 kez değişen maden kanunlarıyla bölgeleri zorbalıkla sömürdüğünü ve tüm halkların bu saldırıya karşı durması gerektiğini belirtti.
Seyit Aslan ise, iktidarın özelleştirme ve yağma politikalarına son vermek gerektiğini ve bu mücadeleye halkın katılması gerektiğini kaydetti.
İlknur Başer ise, iktidarın ve emperyalist güçlerin karşısında birlik olmamız gerektiğini dile getirdi.
Naci Sönmez son olarak, iktidarın ve sistemin sabıkalı yapısı karşısında birleşerek, saray düzenine son verilmesi gerektiğini vurguladı.