TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, 1 Ekim oturumu ve resepsiyonda CHP’nin katılmamasını eleştirdi ve siyasi nezaket mesajı verdi. Siyasi diyalog ve demokratik ortamı öne çıkardı.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, meclisin 28. dönem 4. yasama yılı açılışı nedeniyle düzenlenen resepsiyon sırasında CHP’nin katılmamasına ilişkin görüşlerini paylaştı. Gönüllü olarak CHP’nin toplantıya katılmasını arzu ettiğini belirten Kurtulmuş, 1 Ekim’in kendileri için önemli olduğunu ve tüm siyasi partilerin katılmasının Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasi nezaketine uygun olacağını ifade etti. Sistem gereği Cumhurbaşkanı’nın hem devlet başkanı hem de AK Parti Genel Başkanı olduğunu hatırlatan Kurtulmuş, farklı siyasi görüşlere rağmen ortak saygının gözetilmesi gerektiğini vurguladı.
Kurtulmuş, ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, TBMM’deki temasları ve toplantılarının, Türkiye demokrasisi açısından büyük önemi olduğunu dile getirdi. Cumhurbaşkanının, MHP lideri Devlet Bahçeli ve diğer parti başkanlarıyla yaptığı görüşmelerin yapıcı atmosferde gerçekleştiğini ve siyasi diyalog açısından kıymetli olduğunu belirtti. CHP’nin katılmama gerekçesi olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımı gösterildiğinde, bu kararı partilerin kendi siyasi tercihleri olarak değerlendirdiğini söyledi.
İsrail’in Sumud filosuna yönelik müdahalesi hakkında ise Kurtulmuş şu değerlendirmede bulundu: İsrail’in BM Genel Kurulu’nda sergilediği tutumun önemli bir dönüm noktası olduğunu belirten Kurtulmuş, İsrail’in uluslararası toplum tarafından yalnız bırakıldığını ve bundan sonra da yalnızlaşma sürecinin devam edeceğini ifade etti. İsrail’in eylemlerinin, uluslararası sularda seyrüsefer güvenliğini sağladığını, olası bir saldırının ise İsrail’in aleyhine sonuçlar doğuracağını öngörüyor.
Kurtulmuş, democrat standartların yükselmesine ilişkin olarak, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun siyasi ortamda sağladığı olgunluk ve uzlaşı zeminlerinin, yeni anayasa çalışmalarını olumlu yönde etkilediğine inandığını vurguladı. Farklı siyasi görüşlerin ortak kararlar alması ve uzlaşma ortamının gelişmesiyle, Türkiye’nin demokrasi alanında daha ileri seviyeye ulaşacağına dair güvenini dile getirdi. Ayrıca, Türkiye’nin, uzun süreli terör meselesiyle mücadele etmiş olan Meclis’in, önümüzdeki çalışmalarla daha kolay çözüm yolları bulabileceğine inandığını dile getirdi.