CHP lideri Özgür Özel, 1 Ekim’deki TBMM açılışına katılmama kararı ve Cumhurbaşkanı’na karşı duruşunu açıkladı. Meclis’te bulunmayacaklarını ve resepsiyona katılmayacaklarını belirtti.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin 1 Ekim’deki Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) açılış törenine katılmama kararını kamuoyuyla paylaştı. Özel, Cumhurbaşkanıyla karşılaşmak için ayağa kalkmanın veya oturmanın yeterli olmadığını belirtti. Bu sene, yapılmayanı yapmayı tercih ettiklerini vurguladı.
Özgür Özel, Cumhurbaşkanı geldiğinde ne ayakta ne de oturarak onları karşılayacaklarını, çünkü kendilerine karşı bir darbe girişiminde bulunulduğunu savundu. Ayrıca, meclis ortamında veya resepsiyona katılarak bu duruşlarını göstereceklerini de sözlerine ekledi. Bu davranışın, milli iradeye ve geleceğin iktidar partisine karşı girişilen saldırıya tepki olduğunu dile getirdi.
Özgür Özel, Ferdi Zeyrek Vakfı'nın açılışında, merhum Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek ile olan bağlarını ve Manisa için kurduğu hayalleri anlattı. Belediyecilikte birçok ortak hayali olduğunu ve kentte büyük orman alanı oluşturma fikrini paylaştığını belirtti.
Zeyrek’in büyükşehir başkanlığını kazanmasını inananların kendisi ve Zeyrek’in ailesi dışında kimsenin olmadığını, Zeyrek’in bu nedenle ilçe belediye başkanlığına aday olmak istediğini dile getirdi. Ayrıca, Zeyrek’in Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin en üst katına çıkışını ve kent ormanı kurma projesini anlatırken, bu alanın hem şehri kurtaracağını hem de yaklaşık 50 bin konuta imkan sağlayacağını söyledi.
Özgür Özel, Zeyrek’in vefatından sonra birçok kişinin kendisi ve partisinin milletvekillerine ulaşarak çocukların eğitimi için yardım teklifinde bulunduğunu belirtti. Bahçeşehir Koleji’nden Enver Yücel’in, tüm çocuklara ömür boyu burs sözünü verdiğini ve vakıf kurmayı planladıklarını açıkladı. Bu vakfa, katkı sağlamak isteyen herkesin bağış yapabileceğini ve vakfın yönetiminin Nurcan Zeyrek’in başkanlığında olacağını sözlerine ekledi.
Özgür Özel, 1 Ekim’deki TBMM açılışında yapılacaklar hakkında, Meclis’te Cumhurbaşkanı’na karşı duruşun tarihsel önemini vurguladı. Geçmişte, çok partili dönemin ilk polemiklerinden olan, ülkenin farklı siyasi geleneklerinden temsilcilerin tutumlarına değindi. Ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın genel başkan olmadığı dönemlerdeki davranışları ve siyasi nezaket kurallarını hatırlattı.
İki önemli noktayı belirtti: Birincisi, 47 yıl önce yapılan seçimler sonrası liderler arasındaki diyalog ve ortak hareket örnekleri. İkincisi, günümüzde derinleşen kutuplaşma ve gerginlik ortamını eleştirerek, bizi daha uyumlu ve uzlaşıcı bir siyasete davet etti. Her iki durumda da, ülkenin birlik ve beraberliğinin ön planda olmasının gerekliliğine vurgu yaptı.
Son olarak, Cumhurbaşkanı’nın geldiği anda ne ayakta ne de oturarak karşılamanın doğru olduğunu vurguladı. Bu duruşun, milli iradeye ve demokrasiye saygının bir göstergesi olduğunu belirtti. Ayrıca, kendisinin ve partisinin gösterdiği tutumun, devlet ve millet iradesine olan bağlılıklarını yansıttığını ifade etti.
