DEM Parti liderleri PKK'nın çekilme kararını ve sonrası süreci değerlendirdi. Hukuki ve siyasi adımlarla toplumsal barışın güçlenmesine vurgu yapıldı.
DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, Ankara’da düzenlenen basın toplantısında PKK'nın çekilme kararını ve bunun toplumsal barış için readilmesini değerlendirdi. Bakırhan, bu kararın sürecin birinci aşamasının tamamlandığını ve hukuki ile siyasi adımların atılmasıyla toplumsal barışa geçiş zamanının geldiğini belirtti. Ayrıca, süreçte yasalar, haklar ve özgürlüklerin geliştirilmesi ve siyasi demokrasi dilinin güçlendirilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Hukukun barış ve adaletin ise geleceğin temel taşları olduğu ifade edildi.
Hatimoğulları ise, bu son adımın toplumsal barışın derinleşmesine ve demokratik siyasetin güçlenmesine yeni sorumluluklar getirdiğini belirterek, kalıcı barış için tüm güçleriyle çalışmaya devam edeceklerini söyledi. Ayrıca, süreçte yüz binlerce yurttaşa ulaşıldığını ve her adımın umutları artırdığını ifade etti.
Tuncer Bakırhan, sürecin doğru yönetilmesi halinde Türkiye'nin sorunları diyalogla çözen, umut veren bir örnek olabileceğine dikkat çekti. Geçmişte yaşanan çatışmalara ve bedellere değinerek, PKK’nın çekilme kararının barış iradesinin somut göstergesi olduğunu ve yeni bir dönemi başlatan önemli bir adım olduğunu vurguladı. Ayrıca, süreçte Sayın Öcalan’ın barış ve çözüm çabalarının rolüne işaret etti. Meclis’in bu süreçte sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğine ve yasaların, kararların meclis tarafından kolaylaştırılması gerektiğine değindi.
Tülay Hatimoğulları ise, sürecin başarılı olmasının tek yolunun siyasi çözüm ve diyalog olduğunu belirtti. Barış ve demokratik toplum sürecinde atılan adımların, ülkede yaşayan bütün kimliklerin ortak kazanımı olacağını dile getirdi. Ayrıca, Cumhuriyet’in 102. yıl dönümüne atıf yaparak, demokratikleşmek ve Cumhuriyeti taçlandırmak için yeni sorumluluklar olduğunu söyledi. Barış ve demokratik toplum sürecinde karşılıklı diyalog ve katılımın önemine vurgu yaptı.
Hatimoğulları, herkesin sürece katılmasının ve kendisini dışında görmemesinin önemine değinerek, farklı düşüncelere ve eleştirilere rağmen barışın ortak hareketle sağlanabileceğini belirtti. Toplumun tüm kesimlerine, özgürlük ve demokratik değerlerin korunmasıyla barışa katkı sunma çağrısında bulundu.
