CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Milli Parklar Kanunu'nda yapılan değişikliklerin doğa koruma ilkelerine aykırı olduğunu ve kamu yararını değil, ticareti ön plana çıkaran düzenlemeleri içerdiğini belirtti. Toplantıda teklife ilişkin de

(TBMM) - Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu, AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Vahit Kirişci başkanlığında toplandı ve Milli Parklar Kanunu ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ilişkin değişiklik önerilerini değerlendirdi.
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, yasa teklifinin doğa koruma ilkelerine aykırı olduğunu ve kamu yararını esnettiğini söyledi. Sarıbal, teklifin doğa ve koruma alanlarını öncelik yerine parayı ve ticareti öne aldığını belirterek, özellikle milli parkların özelleştirilip özel sektöre devredilmesi ve kamu tasfiye edilmesi gibi düzenlemeleri eleştirdi.
Yasa teklifiyle, milli parklar içindeki sosyal tesislerin artık bakanlık tarafından değil, özel sektör tarafından yönetilebileceği, yeni yapılar ve imar düzenlemeleriyle ilgili yetkilerin artırılabileceği belirtiliyor. Ayrıca, av yasağı af kanununa dönüşerek, hatalı avcılık yapanların belge alma ve yenileme hakkına ilişkin düzenlemeleri içeriyor.
Orhan Sarıbal, teklifin doğa koruma ilkelerini zayıflatıp, kamu yararını müdahaleye olanak tanımadığını vurguladı. Aynı zamanda, doğa turizmi, ziyaretçi yönetimi ve altyapı gibi kavramların gerçek anlamda koruma yerine ekonomik ve ticari faaliyetleri teşvik ettiği görüşünü dile getirdi.
Özellikle, teklifin av ve doğa koruma memurluğu görevleri içindeki 'diğer faaliyetleri yürütmek' tanımının, milli parklarda av turizmi ve ticari faaliyetlere izin verme olasılığını doğurduğu belirtiliyor. Ayrıca, doğa varlıklarının gelir artırmak niyetiyle kullanılması ve kurumların gelir getirme motivasyonunun, koruma ilkeleriyle çelişebileceği konusunda uyarılarda bulunuldu.
DEM Parti Ağrı Milletvekili Nejla Demir, teklifin, doğa koruma statüsündeki alanlarda yapılacak inşaat ve altyapı projeleri için ÇED raporu alınmasını zorunlu tutmamasını eleştirdi. Demir, bu durumun doğa kıyımına göz yummak anlamına geldiği görüşünü paylaştı.
Demir, teklifin, doğa koruma kanunlarının ruhunu değiştiren, doğayı kamusal değil, ekonomik araç haline getiren ve çevre mevzuatını işletme mevzuatına dönüştüren bir yapıya sahip olduğunu belirtti. Ayrıca, koruma alanlarının turizm, enerji, ulaşım ve petrol gibi alanlara açılmasının doğa tahribatını artıracağına dikkat çekti.
Son olarak, teklifin, milli parklar ve diğer koruma alanlarının, turizm ve işletme amaçlı kullanımını kolaylaştırdığı ve bu alanların doğa koruma değil, doğa yönetimi ve ticareti alanı haline getirildiği ifade edildi. Özellikle, milli parkların turizme açılarak korunmasının mümkün olamayacağı, aksine daha fazla insan etkisi yaratacağı belirtildi.