TİP Genel Başkanı Baş: "TELE1 emekçilerinin, TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın yanındayız. Gerçeklere kayyum atayamazsınız"

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, TELE1 Televizyonu'na kayyum atanmasına ilişkin, “TELE1 emekçilerinin, TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın yanındayız. Onların özgür basın mücadelesini, onların halka gerçekleri anlatma mücadelesini sonuna kadar destekliyoruz. Şöyle düşünüyorlar: Biz orayı sustururuz, buraya kayyum atarız. Gerçeklere kayyum atayamazsınız, gerçekler sizin karşısına tokat gibi dikilecektir” dedi.

Erkan Baş, partisinin İstanbul İl Konferansı'na katıldı. Türkiye İşçi Partisi’nin kongrelerinin ülkeye yön çizmek için toplandığını, Türkiye’nin yönüne, azgın azınlığın değil, emekçilerin, gençlerin, kadınların yön vereceğini dile getirdi. Baş, bir siyaset algısını ortadan kaldırmaları gerektiğini ifade ederek, sadece takım elbiselilerin veya cebinde bol parası olanların yer aldığı siyaset düzenini yıkmadıkça, gerçek bir kurtuluşa gidilemeyeceğini söyledi. Partinin bu yıl büyük bir büyüme yaşadığını, partinin tüzüğünün yeniden düzenlenmesi gerektiğini ifade eden Baş, bu konuda çok çalıştıklarını anlattı.

Erkan Baş, "Eğer memlekette bir karşı devrim varsa onu püskürtmenin ön şartı bir devrimci partinin siyaset sahnesine etkinliğini artırmasıdır. Karşı devrime direnmek isteyen herkesi, devrimci partide direnmeye, partimizi devrimcileştirmeye çalışıyoruz" diye konuştu.

Filistin davasına desteğimiz tamdır

Baş, partilerinin Filistin davasına desteklerinin tam olduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Saray rejimi ‘yerli’ ve ‘milli’ laflarının arkasına aslında emperyalist sistemine uygun yeni görevler ve sorumluluklar bekleyerek, meşruiyeti onlardan alarak, ekran önünde Filistin için göz yaşları dökerek arka tarafta İsrail’le işbirliğini kesintisiz olarak devam ettirerek, büyük manipülasyon ve yalanlarla bu süreci yürütüyor. Filistin davasını bizim bu davanın merkezine yazmamız lazım. Filistin davasının Deniz’lerin, Yusuf’ların, Mahir’lerin davası olduğunu hatırlatmamız lazım. İsrail işbirlikçilerinin elinden almamız lazım. Filistin bayrağı bu ülkede bağımsızlık için mücadele edenlerin eline yakışan bir bayraktır."

Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın hala cezaevinde bulunduklarını, seçilmiş milletvekili Can Atalay’ın Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen tahliye edilmediğini hatırlatan Baş, toplumun sinmediğini, iktidarın, seçimleri kazansa bile Türkiye toplumunu teslim alamadığını söyledi.

Gerçeklere kayyum atayamazsınız

Baş, Ekrem İmamoğlu hakkında başlatılan "casusluk" soruşturmasına değinerek, şöyle konuştu:

"Aradıkları toplum bu aslında, onlar yalan söyleyecek biz inanacağız; onlar baskı kuracak biz bunun karşısında sinip susacağız, onlar da istedikleri yolda devam edecek. Kabul etmediğimiz tablo budur. Biz, TELE1 emekçilerinin, TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın yanındayız. Onların özgür basın mücadelesini, onların halka gerçekleri anlatma mücadelesini sonuna kadar destekliyoruz. Şöyle düşünüyorlar: Biz orayı sustururuz, buraya kayyum atarız. Dün TELE1’in önünde de söyledim, gerçeklere kayyum atayamazsınız, gerçekler sizin karşısına tokat gibi dikilecektir. Bütün bu baskı ve tutuklamalar, polis şiddeti, yargı sopası, toplumu belli bir hizaya getirme çabalarının arkasındaki gerçeği görmemiz lazım. Bunlar keyif için yapılmıyor. Bir avuç azgın azınlık her gün servetlerine servet katıyor. Onların karşısında biz her gün daha yoksul, çaresiz hale getiriliyoruz. Bütün bu hukuksuzlukların esas hedefinin emekçileri, halkı teslim almak olduğunu Türkiye İşçi Partisi’nin en güçlü biçimde ifade etmesi lazım. Memlekette okulda çocuklar su içemiyor artık. ‘Büyük Türkiye’yi yarattık’, ‘Bütün Dünya bizi kıskanıyor’ diye anlatanlar, okullarda bir bardak suyu çocuklarımıza içirmiyorlar."

İstanbul’un işçi sınıfının başkenti olduğunu belirten Baş, bu anlamda da metropolün yoksulluğun başkenti haline geldiğini söyledi. AK Parti döneminde İstanbul’un en yoksul kent haline geldiğini vurgulayan Baş, TİP İstanbul İl Örgütü’ne özel görevler düştüğünü, ilk görevinin işçileri örgütlemek olduğunu söyledi. Türkiye’nin geleceğinin kadınların elinde olduğunu ve iktidarın kadınları eve hapsettiğini, İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesinin kabul edilemez olduğunu sözlerine ekledi.

“Gençler bugünümüz, yarınımız, geleceğimiz”

Baş, 19 Mart’ta iktidarın çizdiği korku duvarını aşan gençlerin, partinin göz bebeği olduğunu vurguladı. Diğer partilerin gençlere sadece "gelecek" olarak bakmasına karşın, gençlerin “bugün” ve “yarın” olduğunu söyleyen Baş, Yenidoğan Çetesi’nin unutulmaması gerektiğine ve çocukların yaşaması için sorumluluk alınması gerektiğine dikkat çekti. Parayla alınan ve satılan sağlık sisteminin reddedilmesi gerektiğini belirtti. Baş, insanlar parası olmadığı için hastanede insanlık dışı muamele görüyorsa, patronlar tarafından ölüme sevk ediliyorsa, bu özel hastanelerin yıkılması gerektiğini sözlerine ekledi.