Tunceli’de kadınlar, Van’da ölü bulunan Rojin Kabaiş’in ölümünü aydınlatmak ve adalet talep etmek amacıyla yürüyüş gerçekleştirdi. Otopsi ve delil saklama iddiaları gündemde.
Van'da geçen yıl göl kıyısında ölü bulunan 21 yaşındaki Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü 1’inci sınıf öğrencisi Rojin Kabaiş'in ölümünün aydınlatılması talebiyle Tunceli’deki Dersim Kadın Platformu üyeleri yürüyüş düzenledi.
Kent merkezinde yapılan yürüyüşün ardından platform adına açıklamada bulunan Eylül Yantemur, delil saklama iddialarına dikkat çekti ve adalet taleplerini dile getirdi. Rojin’in ölümünden bir yıl geçtiğini hatırlatan Yantemur şunları kaydetti: “Bundan tam bir yıl önce, 15 Ekim 2024'te, kaybolmasının 18 gün ardından Rojin'in cesedi, Van Gölü kıyısındaki Mollakasım Köyü sahilinde bulundu. Rojin’in cenazesinin bulunduğu yer ile kaybolduğu yer arasındaki 24 kilometrelik mesafe nasıl kat edildiği sorusu yanıtlanmadı. Baba Kabaiş, 16 Ekim 2024’te vali ve emniyet yetkilileriyle yaptığı görüşmede kendisine 'intihar' denildiğini anlattı. Bu durumu, Gülistan Doku'nun ailesine de söylendiği gibi diye belirtti."
14 Kasım 2024’te İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan gelen otopsi raporunda ölüm nedeninin 'suda boğulma' olduğu belirtildi. Yantemur, raporun aile avukatları ve barolar tarafından çelişkili bulunduğunu ve akciğerlerde su olmadığını, mide içeriğinin dolu olduğunu öne sürdü. Ayrıca ATK, Rojin’in vücudundaki iki farklı DNA örneğinin kaybolduğu bölgelere dair bilgi vermedi. Van ve Diyarbakır Baroları, 25 Eylül 2025’te soruşturmada ihmal iddiasıyla kurum hakkında suç duyurusunda bulundu. 10 Ekim 2025 tarihli raporda, DNA’nın göğüs ve iç vajina bölgelerinden alındığı belirtildi."
Yantemur, kadınların evlerde, yurtların önünde, iş yerlerinde ve sokakta öldürüldüğünü, katillerin cezasız bırakıldığını ifade etti. Rojin ve Gülistan gibi ailelerin, adalet mücadelesi verirken zaman bulamadığını söyledi. ATK'nin delil saklaması ve toplum vicdanını sarsan olaylarda delil sunmaması da eleştirildi. Yantemur, yargı, bilim ve siyaset tarafından kadın cinayetlerinin üzerinin örtüldüğünü belirtti.
Yantemur, Rojin’in bedeninde bulunan şiddet izleri ve erkek DNA’sı kalıntılarının intihar olmadığını gösterdiğini belirterek yetkililere çağrıda bulundu. Rojin’in dosyasındaki DNA’ların kime ait olduğunun açıklanmasını ve delillerin kamuoyuna sunulmasını istedi. Kadınlara yönelen şiddetin politik olduğunu vurgulayan Yantemur, faillerin ortaya çıkmaması ve koruma altına alınmaya devam edilmesi sistematik fail koruyuculuğuna işaret etti. Gülistan Doku ve Rojin Kabaiş için adalet talebini yineledi ve faillerin cezalandırılmadan susmayacaklarını söyledi.
