Türkiye ve ABD arasındaki enerji anlaşması ile ilgili gelişmeler ve bölgedeki etkileri tartışılıyor. Anlaşmanın içeriği ve bölgenin durumu analiz ediliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump arasında gerçekleşen Beyaz Saray görüşmesinin ardından önemli bir enerji anlaşması imzalandı. Bu anlaşma bazı kişiler tarafından tarihi bir adım olarak değerlendirilirken, bazı muhalifler ise buna karşı çıktı ve eski düşmanlıkların dostluklara dönüşmediğini savundu.
Görüşmenin ardından Türkiye'nin ABD’den 2045 yılına kadar sıvılaştırılmış doğal gaz almak üzere karar verdiği bildirildi. Türkiye, ABD’li Mercuria firması ile 20 yıl boyunca toplam 70 milyar metreküp doğalgaz alımı için büyük bir LNG sözleşmesi imzaladı. Birçok ülkenin zengin yeraltı kaynaklarına sahip olmasına rağmen, neden özellikle Amerika’nın bu ticarete katıldığı merak konusu oldu.
İmzalanan anlaşmalarla birlikte ABD’nin ekonomik kazancı öne çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, anlaşma sayesinde bölgesel sorunların aşılacağı yönünde açıklamalarda bulundu. Bu gelişme, Türkiye’nin Rusya’yı karşısına almasıyla da dikkat çekti. İktidar, anlaşmayla dışa bağımlılığın azaltılacağını savunurken, muhalefet partileri enerji anlaşmasından memnun değil. Ayrıca, Trump’ın Türkiye üzerinde Rusya’yı sıkıştırma çabası da gündemde yer aldı. Anlaşmada F-35 savaş uçakları, F-16 ve Boeing uçak alımları da tartışıldı.
Başka bir önemli konu ise Karadeniz’de bulunan doğalgaz kaynakları. Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Saydam, Konya’da yaptığı açıklamada, bölgedeki enerjinin ve ulaşımın beklenen seviyede olmadığını ve anlaşmanın mantığını sorguladı. Saydam, “2023’te göklerde olan uçaklar nerede? Gaz ve uçak neden alınmıyor? Bunlar niye Amerika’dan geliyor?” diyerek, anlaşmanın gerçek niteliğini sorguladı. Bir zamanlar Rusya’nın gazı silah olarak kullanmakla suçlandığını hatırlatan açıklamada, şimdi ise Amerika’nın enerji alanında söz sahibi olduğu ifade edildi.
Yapılan büyük alışverişte alınanın ne olduğunu değil, verilene dair belirsizlikler öne çıkıyor. Bu durum, Amerika’nın dost mu yoksa düşman mı olacağı konusunda soru işaretleri yaratıyor. Kış aylarının soğuk geçeceği öngörüsüyle, enerji ve ekonomik gelişmelere dikkat çekildi.
Son olarak, “Eski pamuk beyazı hayal olur, eski düşmanlıklar dostluk haline gelmez. Kara çelik, asli kılıcını çalmadıkça dostluk kurulmaz; halk içinde saygınlık kazanılmaz” sözleri de bu gelişmelere vurgu yapıyor.