Uğur Mumcu'nun Kızı Özge Mumcu, Mehmet Ağar'ın İfadesini Yerlere Serdi Baba Katliamı Davası ve Mehmet Ağar’ın Tanıklığı Gazeteci ve yazar Uğur Mumcu ’nun kıymetli kızı Özge Mumcu Aybars , babasının ölümüne ilişkin kamuo…

Gazeteci ve yazar Uğur Mumcu’nun kıymetli kızı Özge Mumcu Aybars, babasının ölümüne ilişkin kamuoyunu yakından ilgilendiren ve sürdürülen adli süreçlerde kritik bir rol oynayan duruşmayı değerlendirdi. Dün Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleştirilen ve Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Muammer Aksoy ile Bahriye Üçok’un katledilmesine ilişkin davanın 13. oturumu kapsamında, dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağartan ifade alınması vardı. Bu duruşmada Ağar, İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne bağlı Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla tanık olarak dinlendi.
Özge Mumcu Aybars, olayın hemen ardından ve sonrasında yaşanan gelişmeleri anlatmak üzere Kısa Dalga adlı haber platformundaki köşesine özel röportajını ve değerlendirmelerini kaleme aldı. Yazısında, Ağar’ı “Devletin karanlık kutusu” şeklinde nitelendirdi ve onun mahkemedeki ifadelerini “Sabun köpüğü” olarak tanımladı. Bu ifadede, Mumcu, devletin ve güvenlik güçlerinin geçmişteki olayların perdelemesi amacıyla kullandığı tekniklere dikkat çekti.
Mumcu’ya göre, Türkiye’de devlet ilişkili gizli kalması gereken olaylara ilişkin yapılan gizlilik uygulamaları, tıpkı bir duvar örmek gibi, gerçeğin üstüne perde örmüş ve adaletin önüne tuğlalar dizmiştir. Bu 'duvarın' ve 'tuğlaların' uzun yıllar boyunca zaman zaman güç politikalarının ve karanlık olayların üzerini örttüğünü savundu. Özellikle Ağar’ın verdiği ifadeye yönelik sert eleştirilerini dile getiren Mumcu, onun sözlerini “Gerçeğin üstüne örülmüş bir duvar” ve “Gerçeğin kayıp gittiği ancak köpükten ibaret sözler” şeklinde değerlendirdi.
Özge Mumcu Aybars, babasının ölümünde ve söz konusu suikasta ilişkin adli süreçlerde, devletin üzerinde kurduğu gizlilik duvarlarını yıkmaya çalıştı. Özellikle, Ağar’ın ‘ölümü göze aldığını’ ve ‘güçlü görünmek için seçilmiş ifadeleriyle’ adeta üzerine toz kondurmaya çalıştığını vurguladı. Ağar’ın "Çekil, yıkılsın" teklifleri ve sözleri, yazara göre güç gösterisi ve tehdidin açık ifadesi olarak kullanılmaya çalışılmıştır.
Özge Mumcu Aybars, duruşmaya katılan ve Ağar’a sorular yönelten avukat Emin Değer’in anlatımlarını aktardı. Değer’in, Ağar ile eski eşleri Güldal Mumcu arasında geçen görüşmeyle ilgili tanıkları ve yaşanan olayları anlatması, önemli bir detay teşkil etti. Görüşmeye katılan Güldal Mumcu, Ağar’ın olayın peşinse yaptığı açıklamalarını ve o günlerde konuşulanları hatırlatarak, olayların “kendi içinde bir duvar gibi yükseldiğini” belirtti. Güldal Mumcu’nun sözleri, olayların karmaşıklığını ve gizemini ortaya koydu.
Söz konusu tanıklık ve detaylar, devletin gizli tutulmak istenen olaylarını anlatmada önemli bir ipucudur. Özge Mumcu, Ağar’ın ifadeleri ve Güldal Mumcu’nun anlatımlarıyla, olayların ardında yatan güç odaklarını ve karanlık ilişkileri değerlendirmeye devam ediyor.
Mumcu, yazısında, ailesinin ve kamuoyunun yıllardır kayıp giden gerçekleri ortaya çıkarmak için verdiği mücadelenin altını çizdi. Mart ayındaki duruşmaların ve delil incelemelerinin, sürecin ne kadar zorlu ve uzun soluklu olduğunu gösterdiğini belirtti. Ayrıca, devletin gizlilik politikasına karşı duruşlarını sürdüren ailenin, gerçekleri ortaya çıkarmak adına mücadele etmeye devam edeceğini vurguladı.
Özge Mumcu’nun değerlendirmesine göre, devletin kara kutuları ve gizli belgeleri, bazen güç ve gözü dönmüş odaklar tarafından manipüle edilmeye çalışılıyor. Ancak, her ne kadar güç odakları ve gizli güçler adeta devre dışı bırakılmak istense de, gerçeğin sonunda ortaya çıkacağına güçlü inançlarını dile getirdi. "O duvarlar ve tuğlalar çözülünce, gerçeğe ulaşmak aslında kaçınılmaz olacaktır" diyerek sözlerini tamamladı.