EMO Samsun Şube Başkanı Adnan Korkmaz, enerji anlaşmalarına tepki göstererek, ülkemizde atıl kapasitenin oluşmasının enerji politikasındaki yanlışlıkları gösterdiğini ifade etti.

Elektrik Mühendisleri Odası Samsun Şube Başkanı Adnan Korkmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyareti sırasında imzalanan enerji anlaşmalarına sert tepki göstererek, enerji politikasının dışa bağımlılığı azaltmak ve yerli kaynaklara kamusal yatırım yapmak yerine küresel enerji tekelleri arasında denge kurmaya dayalı olarak planlandığını ifade etti.
Basın toplantısında enerji politikalarını değerlendiren Korkmaz, ABD ile yapılan enerji mutabakatlarının kamusal çıkarlar yerine küresel enerji şirketlerine hizmet ettiğini vurguladı. Buna göre, BOTAŞ ile ABD’li Mercuria arasında her yıl yaklaşık 4 milyar metreküp doğalgaz ile toplam 70 milyar metreküplük LNG tedariki anlaşmasının imzalandığını belirtti. Aynı gün, ABD’nin Woodside şirketi ile BOTAŞ arasında 2030’a kadar yaklaşık 5,8 milyar metreküplük LNG tedariki konusunda ön mutabakat imzalandığını kaydetti.
Nükleer enerji alanında da 25 Eylül 2025 tarihinde ABD ile iş birliği zaptı imzalandığını dile getiren Korkmaz, Beyaz Saray’da imzalanan stratejik nükleer anlaşmanın ülkemizin ABD’nin sahibi olacağı bir santrala ev sahipliği yapmasını ve verilecek alım garantileriyle kamu kaynaklarının ABD’ye aktarılmasını hedeflediğine işaret etti. Bu uygulamaların, enerji politikasının dışa bağımlılığı azaltmak yerine küresel enerji tekelleri arasında denge kurmaya odaklandığını dile getirdi.
Doğalgaz ve nükleer santrallara verilen alım garantileri nedeniyle Türkiye’de atıl kapasitenin oluştuğunu belirten Korkmaz, bu durumun yerli ve yenilenebilir kaynaklara dayalı tesislerin gelişmesini engellediğine dikkat çekti. Avrupa ülkelerinin, sınırları içindeki nükleer ve kömür gibi sorunlu kaynaklara dayalı enerji tesislerini tasfiye ettiği bir dönemde, Türkiye’nin arz güvenliği için yatırımcı arayışında olması, yanlış ve yıkıcı bir enerji politikasını sürdürüyor olduğunu gösteriyor.
Rusya’ya olan bağımlılığın azaltılmasının ve kaynak çeşitliliğinin sağlanmasının hayati önemde olduğunu, ancak bunun yalnızca kamusal planlama ve yerli teknoloji geliştirerek yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmaktan geçtiğini vurguladı.