Konya'nın Taşkent ilçesinde planlanan güneş enerjisi santraline ilişkin hukuki süreç sonucunda mahkeme, projeyi durdurma kararı verdi. Bölge halkı ve çiftçiler bu kararla memnun oldu.
Konya iline bağlı sakin ilçesi Taşkent'te tartışmalara neden olan ve uzun süre gündemi meşgul eden Güneş Enerjisi Santrali (GES) projesi, hukuki süreç sonucunda durduruldu. İlçenin tarıma elverişli sınırlı alanlarındaki tarım arazileri üzerine kurulması planlanan bu güneş enerjisi santrali, bölge halkı ve çiftçiler tarafından tepkilerle karşılaşmıştı. Yatırımın yapılaması amacıyla çeşitli kurumlar ve şirketler tarafından hazırlanan proje, bölgedeki ekolojik ve ekonomik yapıya zarar verme endişeleri nedeniyle mahkemeye taşındı.
17 Eylül 2025 tarihinde Konya Bölge İdare Mahkemesinde görülen duruşma sonucunda, mahkeme projeye ilişkin alınan yürütmeyi durdurma kararını verdi. Karar, projeye ilişkin hukuki prosedürlerin eksikliği ve bölgedeki ekonomik canlılığı olumsuz etkileme potansiyeli dikkate alınarak alındı. Mahkemenin kararı doğrultusunda, bu projeye ilişkin işlemlerin uygulanması halinde ciddi ve telafisi imkansız zararlar oluşabileceği öne sürüldü ve bu nedenle projenin inşaat ve işletme aşamaları durduruldu.
Taşkent'teki bu GES projesi, bölgenin zayıf toprak yapısı ve az tarım arazisi ile sınırlı olan üretim alanlarının üzerine inşa edilmek istenmişti. Projenin ekonomik ve çevresel etkileri konusunda yeterli inceleme ve raporların hazırlanmadan hareket edilmesi, mahkeme tarafından önemli bir gerekçe olarak gösterildi. Yapılan değerlendirmede, bölgedeki çiftçilerin tapulu arazilerinin ciddi biçimde tehlike altına gireceği ve bu durumun bölge ekonomisine olumsuz etkiler yapacağı raporlandı.
Ayrıca, projeye ilişkin hazırlanan çevresel etki değerlendirme (ÇED) raporunda ciddi eksikliklerin olduğu ve halkın görüşlerinin alınmadığı ortaya çıktı. Verilen raporda, bölgedeki çevresel ve jeolojik verilerin yetersiz olduğu, olası olumsuz etkilerin detaylandırılmadığı ve paydaşların katılım sürecinin sağlanmadığı belirtildi. Bu durum, mahkeme tarafından hukuka aykırı olarak değerlendirildi ve projenin uygulanmasının uygun olmadığı kararı verildi.
Mahkemenin kararında, projeye başlanması halinde çevreye ve bölge ekonomisine ciddi zararlar doğabileceğine işaret edildi. Özellikle, bölgedeki tarım alanlarının yok olma riski ve yerel halkın geçim kaynaklarının olumsuz etkilenmesi, mahkemenin kararıyla birlikte ön plana çıktı. Ayrıca, projenin sürdürülebilirlik ve çevresel bütünlük açısından yeterli olmadığı, eksik ve yanlış tanımlar içeren ÇED raporlarının mahkeme tarafından kabul edilmediği vurgulandı.
Mahkeme kararında, çevresel zararların telafisinin neredeyse imkansız hale gelebileceğine dikkat çekildi. Eğer projeye izin verilirse, bölgedeki yaşam kalitesi ve ekonomik durumun geri dönüşü olmayan biçimde bozulacağı uyarısında bulunuldu. Ayrıca, bölgedeki halka ve çiftçilere ait tapulu arazilerin, ekonomik olarak değeri büyük ölçüde düşeceği ve tarımsal üretimin sekteye uğrayacağına dikkat çekildi.
Mahkemenin durdurma kararı, bölgede yapılması planlanan bu projenin hukuki ve etik açıdan ciddi soru işaretleri taşıdığını ortaya koydu. Yetkililer ve yatırımcılar, kararın ardından projeyi yeniden gözden geçirmeyi ve eksiklikleri gidermeyi planlıyor. Aynı zamanda, yerel halkın görüşleri ve önerileri alınmadan yapılan planlamaların, hukuki engellerle karşılaşmaya devam edeceği öngörülüyor.
Gelecekte, bölge halkının ekonomik çıkarları ve çevresel sürdürülebilirlik temel alınarak, yeni değerlendirmeler ve projelerin hayata geçirilmesi bekleniyor. Bu süreçte, ilgili kurumların ve vatandaşların iş birliği yapması ve projelerin şeffaf, katılımcı bir yaklaşım ile geliştirilmesi kritik öneme sahip olacak.
