Hak-İş ve Türk-İş'in katılmadığı asgari ücret belirleme sürecinde, hükümet ve işverenlerin karar alması olasıdır. Arslan, bu durumun risklerini ve çözüm önerilerini dile getirdi.

HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, yaptığı açıklamada, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun yapısına ilişkin itirazlarını hatırlatarak, söz konusu komisyonun aldığı kararların işçilerin lehine olmadığını ifade etti. Komisyonun yapılandırmasında hükümetin belirli bir inisiyatif kullandığını ve TÜİK verilerinin dikkate alındığını belirten Arslan, şu sözleri söyledi:
"Hükümetlerin burada bulunması gerekmediğini düşünüyoruz. Kamuda çalışan asgari ücretli sayısı istisna tutulduğundan, asgari ücretin belirlenmesi esas olarak özel sektörü ilgilendiriyor. Almanya'da ise işçi ve işveren sendikaları doğrudan masaya otururken, hükümet sadece seçimle belirlenmiş bir hakem görevi görüyor. Bu hakem, taraflar anlaşmaya varınca devre dışı kalıyor. Almanya'da çalışanların sayısı bizim üç katımızdır ve orada hükümet yer almadan, tarafların seçtiği kamu görevlileri aracılığıyla karar alınır. Aynı yapının Türkiye'de de kurulmasını savunuyoruz ve hükümete neden süreçte yer aldıklarını sormaktayız; çünkü asgari ücretin belirlenmesi maliyetini hükümet karşılıyor."
Arslan, işçi ve işverenleri temsil edecek bir komisyonun, işçi sendikalarının oy oranında temsil edilmesini sağlayacak ve kararların alınacağı bir yapı kurulması gerektiğini belirtti. Bu komisyonun yılda 12 ay boyunca çalışmalarını sürdürmesi ve belirlenen ücretin adil ve demokratik olması gerektiğine işaret etti. Arslan, komisyonun mevcut yapısıyla karar alınmasının sağlıklı olmayacağını vurguladı ve şöyle devam etti:
"Hükümetin sorumluluğu; sosyal tarafların taleplerini dikkate alarak, daha katılımcı ve demokratik bir yapı kurmaktır. Sonrasında da, 'İşçiler ve işverenler değerlendirsin, gerekirse biz hakemlik yaparız.' diyebiliriz. Aksi takdirde, kamuda asgari ücretli çalışan hemen hemen yok ve hükümet de bu ücreti belirliyor."
Arslan, TÜRK-İŞ'in 2026 yılı asgari ücret belirleme sürecine katılma kararını hatırlattı ve bu durumu, işçilerin ve hükümetin karşılaşacağı olası kaos olarak değerlendirdi. TÜRK-İŞ'in katılmayacağını tekrar teyit ettiğini belirten Arslan, şunları söyledi:
"Hükümet ve işçiler masada olmayacak ve bu durum doğrudan TİSK ile hükümet arasında anlaşmaya varılmasına sebep olacak. TİSK, kendi inisiyatifiyle gelinen noktayı belirleyecek ve hükümet, yalnızca belirli şartlar sunabilir. Bu, işçiler açısından büyük bir kayıp ve hükümet açısından ciddi sorumluluk doğurur. Ayrıca, iki ay sonra yapılması planlanan belirleme sürecinde, işçi temsilcilerinin yer almayacak olması önemli bir sorun teşkil ediyor."
Arslan, bu sürecin yaşanabileceği olası bir kaosun önüne geçmek amacıyla, durumu düzeltmek istediklerini ve kimsenin bu konudaki riskleri dikkate almadığını söyledi.